Fılfır fıldır dönüyor. Çok söylenmişti, biliyordum her şeyin daha zor olacağını. Ama zorluktan çok sonsuz bir baş dönmesi gibi. Benim adıma yani. Gerçi hem dönüyorum, hem hoşuma gidiyor. O koşuyor ordan oraya, ben onun tepesinde, takipte. Oraya gidiyor, buraya geliyor. Hedef? Yok. Her yere gidiyor, her yere geliyor. Kaçırdığı günlerin acısını çıkarıyor adeta.
Önceden de böyleydi gerçi, tek fark elele olmayışımız. Buna üzüldüm desem çok mu egoist çıkar sesim? Elimi bırakması, bağımsızlığını ilanı... Zaten sarılıp mıncıklamak hep zordu. Bilmiyorum...
Aslında tepesinde dolaşmak yerine, onu uzaktan izlemek isterdim. Komik bir şekilde yürüyor. Belki bütün çocuklar gibi. Mesela elleri havada, ama gerçekten havada. Uzanabileceği en yüksek yere uzanıyormuş gibi yapıp, sonra da hızlı hızlı yürüyor, eller havada sallanıyor, imdaaat diye kaçarmış gibi! Kolları yanda açık olsa denge olur, ama böyle? Yine de temkinli, iki sallandığında duruyor, düşünüyor, ayaklarını yere sağlam basıyor, öyle devam ediyor.
Karakterleri şekil alıyor, kendini ele vermeye başlıyor. Daha neler göreceğiz kim bilir? Merak ediyorum. Her şey heyecanlı geliyor bugünlerde.
İlk düşüşünü ilk gün yaşadı. Dişler dudağı yardı, içine kanlar aktı. Korktum çok, panik olmadım hiç (yani...). Kendimi takdir ettim! Onun için korkmadan, sonraki adımlarını tekrar atabildi diye düşünüyorum. Dudakları şişti lokum gibi oldu iki gün. Bugün yine eski Ada miniğim. Biraz daha şişman sanki hergünkünden. Kim diyordu yürüyünce gidecek bu kilolar diye?
Yazmak istiyorum. Çok.
Vakit istiyorum. Yok.
Bir bulsak şu Kasım ayını...
Bu arada Tracy yedi bitti, sekizdeyim, son 3 bölüm.
Önceden de böyleydi gerçi, tek fark elele olmayışımız. Buna üzüldüm desem çok mu egoist çıkar sesim? Elimi bırakması, bağımsızlığını ilanı... Zaten sarılıp mıncıklamak hep zordu. Bilmiyorum...
Aslında tepesinde dolaşmak yerine, onu uzaktan izlemek isterdim. Komik bir şekilde yürüyor. Belki bütün çocuklar gibi. Mesela elleri havada, ama gerçekten havada. Uzanabileceği en yüksek yere uzanıyormuş gibi yapıp, sonra da hızlı hızlı yürüyor, eller havada sallanıyor, imdaaat diye kaçarmış gibi! Kolları yanda açık olsa denge olur, ama böyle? Yine de temkinli, iki sallandığında duruyor, düşünüyor, ayaklarını yere sağlam basıyor, öyle devam ediyor.
Karakterleri şekil alıyor, kendini ele vermeye başlıyor. Daha neler göreceğiz kim bilir? Merak ediyorum. Her şey heyecanlı geliyor bugünlerde.
İlk düşüşünü ilk gün yaşadı. Dişler dudağı yardı, içine kanlar aktı. Korktum çok, panik olmadım hiç (yani...). Kendimi takdir ettim! Onun için korkmadan, sonraki adımlarını tekrar atabildi diye düşünüyorum. Dudakları şişti lokum gibi oldu iki gün. Bugün yine eski Ada miniğim. Biraz daha şişman sanki hergünkünden. Kim diyordu yürüyünce gidecek bu kilolar diye?
Yazmak istiyorum. Çok.
Vakit istiyorum. Yok.
Bir bulsak şu Kasım ayını...
Bu arada Tracy yedi bitti, sekizdeyim, son 3 bölüm.