Yılbaşı gecesi hediyeler açılır, gülücükler saçılır. Gizem yavaş yavaş yok olur. Bizim evde adettir, çam ağacı 1 Ocak'ta paketine geri konur.
Bu post da 2009'a selam olsun.
Miniğim, canım, kanım, kızım. Ada kızım. Bu sayfa sana ve seninle gecirdiğimiz hayatımıza ait...
Ada'ya yeni bir kardeş, yeni bir arkadaş geldi. Nihan anne oldu. Ömer de dayı!
Çok güzel bir ömür geçir güzel Yağmur...
Ada'nın arkadaşı Alya'nın birinci yaşını kutladık bugün. İyi ki doğdun Alya!
Tracy Hogg'un sistemini konuştuk bugün. Aslında Hogg doğanın doğal ritmini alıp, analiz edip, gerisin geri size öğretiyor bence. Bebeğin dilini, isteklerini anlamanızı, ona göre ihtiyaçlarını gidermenizi öneriyor, bunun için de bir rutin sunuyor. Kolay anlattığıma bakmayın, yol zorlu bir yol.
Dilek kitabı okumadan doğanın ritmini yakalamış gibi görünüyor. Bir kaç değişiklik dışında Sami'nin rutini Tracy'nin önerdiğine çok benziyor çıktı. Evrim'se Berk'e yatır/kaldır (deli edici pick up/put down metodu) sistemiyle kendi kendine uyumayı öğreterek, işe başlamadan önce içini biraz rahatlamak istiyor. İlk amacı gece kalkışlarını minimuma indirmek. Merak ediyorum, sonuç ne olacak. İyi olursa, Tracy reklamına devam!
Akşamsa misafirlerimiz vardı. Bir kara gözlü daha geldi bize bugün. Bir minik abla! Merter ve Pelin'in tatlı kızları Derin. Merter çok eski dostumuz, eşi Pelin ve tatlı kızlarıyla bugün tanıştık. Yine geç bir buluşma. Yine çok güzel bir gün. Ada'nın geleceğini Derin'de gördük. Sınır tanımaz bir merak, büyük iletişim becerisi, harika ilgi çekme yöntemleri, ve kardeşine kelime anlamı ile "kucak dolusu" sevgi gösterme cömertliği. Ada'yı kucaklaması ve öpmesi kaydedilmesi gereken bir sahneydi, yakalayamamışım.
İkisi de uykusunu tam alamamışken tanıştılar. Oyun tabii en heyecanlı ortak noktalarıydı. Oynadılar, iyice haşat oldular!
Ada heyecana gelemiyor, çok coşuyor, çabuk yoruluyor. Hemen uykusu geliyor. Mışıl mışıl uyuyor canım kızım...