Küçük kızım ah, dün ne kadar da birlikte olalım istiyordum. Üçüncü 10 Kasım'ında, o tüyleri ürperten bir dakika boyunca bu sefer yanyana saygı duruşunda bulunacağımızı hayal ediyordum. Bir de artık bilinçli bir yaşa ulaştığından, sana en basit kelimelerle en zor işleri başarmış büyük lideri anlatmaya çalışacaktım bir kez daha.
Ankara'daydım.
Olmadı.
Ama bugün 29 Ekim aktivitemiz için hazırladığımız Atatürk kartlarını çıkardık tekrar (Sağol Banu!). Biraz bayrağımızdan konuştuk, biraz Ata'mızdan yine. Ben o en basit dili en çetrefilli yollarla bulmaya çalışırken aklımca, sen son noktayı koydun gümbür gümbür.
'Sohbet'imizin sonunda, ablan gelmiş yanımıza. Sabırsızlıkla aktivitenin faydasını göstermek isteyen heyecanlı annen Atatürk resimli kartlardan birini kaldırıp soruyor:
- Bu kim Ada'cığım? Neler yapmış bizim için?
Cevabın kısa:
- Atatürk o. Dedemin arkadaşı!
Cevabın kısa:
- Atatürk o. Dedemin arkadaşı!
*
Eh ne diyeyim?
Yok sanki diyecek bir şey...
3 yorum:
vayyyyy....
harika bir cevap.Dedesinin arkadaşı tabi...
Yapıncak..ağlayacağım heralde ben...su yolunu buluyor işte...dedesinin arkadaşı...
yapo negüzel bir cevap aslında gerçeği şaşırmış her iki taraftan büyük dedelerin arkadaşı ne mutlu size ve çocuklarınıza. nedemek istediğimi sanırım sadece sen anladın.Diğer arkadaşları aydınlatmak senin için zor olmasa gerek.anne ve babasının büyük büyük dedeleri o özel insanın, Allahın türkiyeye bahşettiği büyük adamın çelışma arkadaşı olması onur verici.Hoşça kal Semra abla
Yorum Gönder