Ada sabahları şakıyarak uyanır. Yani bir 10-15 dakika, bazen daha fazla, şarkılar söyler, kendi kendine kahkahalar atar. Yanına gitmeyiz, günü karşılama keyfini yaşasın isteriz. Saat 7'ye 1-2 kala ama çoğunlukla tam da 7'de sesi sivrileşir, hafif kızgın ve crescendo'lu bir "aa" çeker. Vakittir.
Dışardan hafif şarkılar söyleyerek yaklaşırım kapısına, sesimi duyunca kızgın "aa" çığlığı, sabırsız kahkaha çığlıklarına döner birden. İçeriye girerim. Karşımda duran manzara, mucizenin manzarasıdır. Gözünde tarif edilmez bir sevgiyle çırpım çırpım çırpınan bir minik kız. Alırım onu kucağıma, öpüşür koklaşırız, sonra pencereye yönelir, ağaçlara, kuşlara, kedilere, köpeklere, komşulara selamımızı yollarız.
Geçmiş zamanın hikayesi...
Şimdi işler biraz değişik.
Ada sabahları yine şakıyarak uyanıyor. "Aaa" çığlığını duyan hane halkı, yine de benim onayımı almadan içeri girmiyor. Görev hafta hafta el değiştiriyor. Birkaç haftadır dede görüyor minik kızın ilk çırpınışlarını. Kendine uzanan kollardan o tutuyor kaldırıyor, ilk öpücüğünü o veriyor. Ben mi? Söylemiştim ya, ben eşantiyon anneyim. Her olayda yanında, ama ille birinin kuyruğundayım. Yine de gelişmeler var bu ilişkide. Ada'da bir algı değişikliği, bir sevgi yoğunlaşması yaşıyoruz, gözle görülür. En çok da bana (babası yoksa tabii!). Üç gündür yani.
Elimden tutuyor miniğim. Her daim. Arabasıyla dışarda yürüyüşe çıkıyoruz, annem arabasını itiyor, Ada'nın eli elimde. Öyle istiyor. Büyükanne, hala veya dede kucağına alıp, bahçe turu yaptırıyor, bu çiçek, bu böcek; Ada'nın eli elimde. Öyle istiyor. Biri onu yürütüyor, ille öteki eliyle benim elimi tutmak için çırpınıyor. Öyle istiyor.
Eli elimde, gözü gözümde, bir gülümseme dünyaya bedel. En mutlu eşantiyon anne ben miyim bu dünyada?
Elimden tutuyor miniğim. Her daim. Arabasıyla dışarda yürüyüşe çıkıyoruz, annem arabasını itiyor, Ada'nın eli elimde. Öyle istiyor. Büyükanne, hala veya dede kucağına alıp, bahçe turu yaptırıyor, bu çiçek, bu böcek; Ada'nın eli elimde. Öyle istiyor. Biri onu yürütüyor, ille öteki eliyle benim elimi tutmak için çırpınıyor. Öyle istiyor.
Eli elimde, gözü gözümde, bir gülümseme dünyaya bedel. En mutlu eşantiyon anne ben miyim bu dünyada?
8 yorum:
Canım ya!Çabucak büyüyorlar ve özellikle de annelerine istediklerini bir bir yaptırıyor değil mi bu minikler?
Sen beni her yazdığınla salya sümük yapıyosun Yapıncak...
Aaaa sabah sabah ağlattın ya Yapıncak, bence eşantiyon anne diyerek kendine haksızlık etme dikkat edersen vazgeçilmezi sensin, heryerde seni istiyor. Çok akıllı bir kız Ada seni anlıyor ve senin çırpınışlarına anneciğim ben seni çok seviyorum beni kucağına almasanda yanımda olduğunu biliyorum diyor. Ne mutlu sana ne mutlu Adaya.
Aman be Yapıncak...
Ne eşantiyonu kuzum yaa..
Ben biliyorum nasıl kimselere bırakamadan Ada'ya baktığını, nasıl içinin titrediğini, Ada'nın yüzündeki mutlu ve huzurlu bebek ifadesini.
En öz hakiki sensin O'nun için...En öz...
En gerçek anne Yapıncak:),
Sayılı gün çabuk geçer ama zor geçer,bilirim.
Ama şöyle düşün birde ;her geçen gün,her sabah bir gün daha eksilmiş oluyor,kızını kucaklamaya bir gün daha yaklaşmış oluyorsun.Sabah kızının çığlıklarını duyduğunda bu sana güç versin.
Belki seninkinden farklı ama,ben hamileyken eşim yurt dışına görevli gitti.Tam altı ay.Sabahları böyle uyandım,bir gün daha geride kaldı işte diye.Bana güç vermişti bu ,sende de işe yarar umarım.
O minik tombiği öpüyorum...
Sevgiler,
Bernna
Eşantiyonluğu kimseye bırakmam bikere! Sabah kuzusunu uyanırken görüp 1 kerecik öpüp işe giden, akşam işten dönünce de birlikte geçirdiğimiz 1-2 saatte bazen yorgunluktan feleğim şaşıp "Ne zaman uyur acaba?" diye gözünün içine bakan en bi eşantiyon anne benim.
Bu yüzden haftasonu gezintilerimzde babası Ceylin'in arabasını iterken biz de genelde "elele" dolaşıyoruz parkta. Pek romantiğiz anlayacağın :-) Eskiden aynen sizin gibi o arabada ben yanında oluyordum. Yürümeye başlayalı beri yanyana, elele yürüyoruz.
Ada'yı arabasında seninle elele hayal ettim de... Çok tatlısınız. En az kucak kucağa iken olabileceğiniz kadar tatlısınız, eminim :-)
yapıncak yinemi kendine haksızlık ediyorsun kızıyorum ama daha ne istiyorsun sen biriciğisin kim ne yaparsa yapsın ne derse desin sen vazgeçilmezisin o el ele olmak bile insanı ne mutlu ediyor o göz göze olmak neler veriyor insana
lütfen bir dahaki yazın kendine haksızlık etmediğin bir yazı olsun
seni ve adakızı kocaman öptüm
Yahu durun, ağlamayın!
Ben ne güzel elele tutuşmak diyorum, Sizin gözpınarları doluyor, oldu mu şimdi?
Ama şu "en öz, hakiki, gerçek, vazgeçilmez" laflarını sevmedim desem yalan olur. :)
Yorum Gönder