Hikaye şöyle başlıyor: Benim evlenip geldiğim şehirde oda müziği çalışmalarım için fıldır fıldır müzisyen aradığım dönem, kimseyi tanımıyorum Istanbul'da. O da deliler gibi kendine bir piyanist arıyor. "Dualarım gerçek oldu" diyor.
Rudi Romeri ile, ben 7.5 aylık hamileyken tanışıyoruz. Haftada bir buluşalım müzik yapalım diyorum. Ada bir ay sonra gelecek, olsun. Üniversiteyi, konserleri bırakıp Istanbul'a gelmişim ya, müziği çok özlemişim ya, bebek engel olmaz diyorum.
Buluşuyoruz, bol sohbetli, bol müzikli cumalar var artık. Ada müzikle büyüyor. Genelde koltuğunda Rudi'nin şarkılara kendi şarkılarıyla eşlik ediyor. İlle de piyano başına oturmak isteyip mızmıza başladığında Rudi kucağına alıyor, öyle söylüyor.
Çoğunlukla yaylılarla çalışmışım. Kontrtenor repertuarı çok tanıdık değil. Çalıyorum, tanıyorum, çok seviyorum. Rudi de iyi söylüyor. Bir bakıyoruz, bir sürü eser çıkarmışız. O arada 29 Ekim'de Cumhuriyet Balosu'na davet ediliyoruz, kısa bir resital için. Herkes çok memnun, biz de bu memnuniyetten daha memnun kalarak tamam diyoruz, devam.
Gün bu günü buluyor, mayıs sonu bizim evde bir mini resital yapalım derken, bir bakıyoruz bizim düşündüğümüz hafta benim doğumgünüme denk geliyor.
Devamı resimlerde... Öncesi, gece bülbül sesleri eşliğinde çalışırken; ertesi gün Rudi ile konserin son selamında; konser sonrası pastamı keserken; her şey bittikten sonra Ada ile iki tıntın, bir pımpım yaparken. Dediğim gibi, ben resim çekemedim, çekenler yolladıkça slayda ekleyeceğim.
Rüya gibi bir gündü benim için, en güzel doğumgünlerimden biri. Ve tabii hayallerin gerçekleştiği. O evde -Fethi'ye dedesinden miras anı dolu bir mekan- böyle konserler gerçekleştirmeyi kaç zamandır düşlüyordum. Aile arasında çalmıştım da, ama bu seferki başkaydı, kalabalıktı, ve mutlu, pozitif bir kalabalık. Gelen herkese teşekkürler.
Devam edeceğiz, belki yazın ayda bir kere? Belki başka enstürmanlarla? Bakalım... Düşle Yapıncak düşle.
Devamı resimlerde... Öncesi, gece bülbül sesleri eşliğinde çalışırken; ertesi gün Rudi ile konserin son selamında; konser sonrası pastamı keserken; her şey bittikten sonra Ada ile iki tıntın, bir pımpım yaparken. Dediğim gibi, ben resim çekemedim, çekenler yolladıkça slayda ekleyeceğim.
Rüya gibi bir gündü benim için, en güzel doğumgünlerimden biri. Ve tabii hayallerin gerçekleştiği. O evde -Fethi'ye dedesinden miras anı dolu bir mekan- böyle konserler gerçekleştirmeyi kaç zamandır düşlüyordum. Aile arasında çalmıştım da, ama bu seferki başkaydı, kalabalıktı, ve mutlu, pozitif bir kalabalık. Gelen herkese teşekkürler.
Devam edeceğiz, belki yazın ayda bir kere? Belki başka enstürmanlarla? Bakalım... Düşle Yapıncak düşle.
7 yorum:
MUTLU YILLAR Yapincak!!!
wish I were there...
Kaçırdığımıza nasıl nasıl nasıl üzgünüm anlatamam.
Tarihe tanıklık etmiş anılarla dolu bir evde, anılarla birlikte kaç kuşak birden buluşmuşsunuz:)
Ne güzel...
Mine'cim teşekkür ederim, büyüdük büyüdük...
Pınar'cım üzülme, napalım bazen aksilikler oluyor, bir dahaki sefere... Yeter ki devamını getirebilelim.
sevgili yapıncak, bir süredir okuyorum günlüğünü ve minik ada'yı tabbi ki.
öncelikle ismini çok sevdiğimi söylemek istiyorum :)
ayrıca sanatla/müzikle içiçe olman ve bebeğini de böyle bir sevgiyle yetiştirmen harika bir şey. kutlamak istedim, seni ve yeni yaşını. sevgiler...
Iyi ki dogdun Yapincak. Nice mutlu yillara.
Itir.
(NYC yillarindan hatirlayabilecek misin beni?)
Itır!!! :) Bu ne sürpriz, hatırlamak ne demek? Nasılsın? Oralarda mısın hala? Cok sevgiler, cok zaman oldu.
Huysuz ve tatlisi, tesekkur ederim!! Tatlı Efe'ye sevgiler...
Yorum Gönder