Music Together etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Music Together etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Kasım 2008 Çarşamba

Music Together Açılıyooooor

Güncelleme-2012: Türkiye'deki ilk Music Together 4 yıl önce Salon Sanat bünyesinde öğrencileri ile buluşmaya başlamıştır. Salon Sanat Music Together derslerini sadece Emirgan Do-um'da, Caddebostan İyi Cüceler'de ve Ankara Yoga'da sürdürmektedir. Sonbahar 2012 kayıtları için: www.salonsanat.com/register.aspx sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

.........
Uzuuuun bir yolculuğun sonuna geldik. Harika bir başlangıç için enerjimiz, müzik sevgimiz, mutluluğumuz bulutlarda uçuyor. Değil mi Adakızım? Yeter artık evde başbaşa hoplayıp, zıplamak. Arkadaşların geliyor bekle.

Hadi anneler, hadi çocuklar, birlikte müzik yapmaya!

Artık websitemizdeyiz:


www.salonsanat.com

Ücretsiz deneme derslerimiz 12 Kasım Çarşamba günü başlıyor. Websitesinde "Register" linkini tıklayarak, kaydınızı yaptırabilirsiniz.

Ve ayrıca...

Bu blogdaki okuyucularımıza, sevgili dostlarıma, beni bu yolculukta, emeklerimde destekleyen, moral veren, programla ilgili önerilerde, yorumlarda bulunan, cesaretlendiren herkese tek tek teşekkürlerimi gönderiyorum.

13 Ekim 2008 Pazartesi

Na Na

Belli oldu. Ada müziğe "nana" diyor.

Üç kişilik bir ekibiz. Zaman kıtkını şarkıcı anne, kızılderili edalı absolute kulak Türkmen abla ve titrek göbekli müzik canavarı prenses Ada.

Heyecan büyük, Music Together'a bir ay kalmış. Parçaları öğrenmek, gerekenleri Türkçeleştirmek, her birinin müzikal anlamda eğitici ögelerini ele alıp farklı alıştırma oyunları hazırlamak, her birine ne enstürman uyar ve ne tip aktivitelerle desteklenebilir karar vermek gerek. (Of, nefesim yetmedi) İş çok.

Ama eğlence de çok!

Tek tek anlatmayayım, sürer de sürer. Hem o laf vardır ya "anlatılmaz, yaşanır". Onun için susmak gerek. Amaaa...

Bunu anlatmadan geçemem: Ada artık tüm şarkıları biliyor!
Hmm bir yaşında çocuk, nerden bilecek deyip kaşınızı gözünüzü kaldırmayın. Biliyor, çünkü şarkı isteğinde bulunuyor!

Meselaa...Nedense tuvalette otururken,
open-and-shut-it'i istiyor. Hareket şu "nana" deyip, koca gözlerini açıp, pembecik dudaklarını bir yuvarlayıp, bir büzerek, kafasını konuşuyor gibi dilini anlatıyor gibi yaparak, sessizce şarkısını söylüyor! Çünkü...evet open-and-shut-it şarkısının ilk mısrası ikinci tekrarda, "sessiz" söyleniyor. Ada da bu işi çok seviyor! Sonra ille anne de yapsın. Yapıyoruz. O arada çişler kakalar da yapılıyor tabii. Çişler arada hala alta da yapılıyor ama olsun.

Sonra... Sonra bir bakıyorum eller kafasının tepesine pıt pıt yapıyor. Ritmik. Ablayla birbirimize bakıyoruz, ding-a-ding! Başlıyoruz söylemeye, abla benden şarkıcı, inanamıyorum, ekip iyi diyorum. Bunu da nedense genelde yemekte yapıyor, elindeki yemek parçalarının böylelikle daha rahat kafasına bulaşabileceğini düşündüğünden sanırım!

Şimdi ise "oooo, Aaa-daaa, Ada'ymış adıııı" şarkısındaki -ki bu aslen güzel bir kızılderili şarkısı, türkçesinde biz isim şarkısı yaptık- ooo'lardaki çılgın el hareketlerini öğrenmiş durumda. İki kulağının yanından
wiggle wiggle yapıyor; deli deli hareketi! Ada bunları yaptığı anda ablayla ben başlıyoruz kurulu saat gibi, şarkıya ve dansa: Oooo, Aaa-daaa, Ada'ymış adııı... Ada mest.

Amaaa... bir de kriz anı geliyor ki; sormayın. Mutfağa mama diye can hıraş tırmanışına benzedi. Nana'sı geldiğinde de müzik setine atlıyor, dolabı yumruklamaya başlıyor, nana nana diye. O zaman işte açıyoruz CD'yi başlıyoruz hep birlikte nana yapıp, danslar etmeye.

Bebeğim uyuyor, uyansa da iki nana yapsak.

24 Ağustos 2008 Pazar

Music Together - Anket

Ders programlarını yavaş yavaş oluşturmak istiyorum. Yan sütundaki anketi cevaplarsanız beni çok sevindirirsiniz. Böylelikle dersleri, aileler ve bebekleri/çocukları için en uygun gün ve saatlere koyabilme şansım olur.

Şıkları işaretlerken bebeklerinizin uyku ve yemek saatlerini göz önünde bulundurursanız iyi olur. Birden çok şık da işaretleyebilirsiniz. En güzeli karınları tokken ve uykudan sonra yapılan dersler.

Yardımınız için şimdiden çok teşekkürler!!!

17 Haziran 2008 Salı

Gazetedeyiz

Sabahın erkeeen saatinde Rudi'den bir mesaj: Gazetedeyiz, Radikal al.

İpek Çalışlar Latife Hanım'ı yazarken, Fethi ile de biraraya gelmiş, birlikte eski belgeleri yoklamışlardı. Pazar günü eşi Oral Bey'le beraber konserimizdeydiler. Bana sorarsanız Oral Bey özel ilgisiyle kopyayı vermişti zaten. Bugün yeni gazetesi Radikal'deki köşe yazısında, konserimizden ve bizden bahsetmiş. Bolca da Ada'nın büyükdedesinden, mekanın tarihçesinden ve atmosferinden. Ada da var yazıda!

Kızıma hatıra...

16 Haziran 2008 Pazartesi

Büyükada'da Bir Konser daha

O kadar mutlu oluyorum ki anlatamam.

Adadaydık. İkincisini gerçekleştirdiğimiz salon konserimizi yapmak üzere. Heyecanlıydım, ilki çok güzel geçmişti. Eski arkadaşlarımla buluşmuş, yeni akrabalarla tanışmış, adalı dostlar edinmiş, minik bebeklerle şenlenmiştik. Kuş cıvıltıları arasında ilk ada konserimizi vermiştik. Kontrtenor dostum Rudi ile.


Tekrar ettik. Hem geçen seferki Flugtag fecaatinden dolayı iskeleye erişemeyip gelemeyen dostlarımızın ricası üzerine; hem de yine çalmak, yine paylaşmak, Babalar Günü'nde babalara müzikli bir gün hediye etmek için. Ne güzel oldu. Blog dostlarım Esra ve Pınar da geldi, aileleri, minikleriyle beraber. Ve daha kimler kimler... Herkese öncelikle büyük teşekkürler bizden. Müzik dört duvar arasından çıkıp paylaşılınca güzel.

Rudi'yle birlikte müzik yapmak büyük zevk. Birbirimize iyice alıştık, müzikal anlayışımız benzer ve beraber hissediyoruz. Umarım izleyenlere de yansımıştır bu. Fotoğraflar Erk'in çektiği fotoğraflar. Teşekkürler Erk. Yeni fotoğraflar gelirse slayta ekleyeceğim.

Kızım sadece biraz sarsılıyor bu mekan değişikliğinden. Ama konser günleri hep uslu ve memnun. En çok da birlikte olduğu arkadaşlarla mutlu oluyor. Biz içerde çalıp söylerken, minikler Ada, Melis, Duru, Duru, Defne, Alara ve 3 aylık Mert dışarda "sosyalleştiler". Hatta arada içeri girip dinleyen minikler bile olmuş diye duydum. Erken yaşta tanıştılar konser ortamıyla...

İyi ki geldiniz.

29 Mayıs 2008 Perşembe

25 Mayıs 2008 - devam

Hikaye şöyle başlıyor: Benim evlenip geldiğim şehirde oda müziği çalışmalarım için fıldır fıldır müzisyen aradığım dönem, kimseyi tanımıyorum Istanbul'da. O da deliler gibi kendine bir piyanist arıyor. "Dualarım gerçek oldu" diyor.

Rudi Romeri ile, ben 7.5 aylık hamileyken tanışıyoruz. Haftada bir buluşalım müzik yapalım diyorum. Ada bir ay sonra gelecek, olsun. Üniversiteyi, konserleri bırakıp Istanbul'a gelmişim ya, müziği çok özlemişim ya, bebek engel olmaz diyorum.

Buluşuyoruz, bol sohbetli, bol müzikli cumalar var artık. Ada müzikle büyüyor. Genelde koltuğunda Rudi'nin şarkılara kendi şarkılarıyla eşlik ediyor. İlle de piyano başına oturmak isteyip mızmıza başladığında Rudi kucağına alıyor, öyle söylüyor.

Çoğunlukla yaylılarla çalışmışım. Kontrtenor repertuarı çok tanıdık değil. Çalıyorum, tanıyorum, çok seviyorum. Rudi de iyi söylüyor. Bir bakıyoruz, bir sürü eser çıkarmışız. O arada 29 Ekim'de Cumhuriyet Balosu'na davet ediliyoruz, kısa bir resital için. Herkes çok memnun, biz de bu memnuniyetten daha memnun kalarak tamam diyoruz, devam.


Gün bu günü buluyor, mayıs sonu bizim evde bir mini resital yapalım derken, bir bakıyoruz bizim düşündüğümüz hafta benim doğumgünüme denk geliyor.

Devamı resimlerde... Öncesi, gece bülbül sesleri eşliğinde çalışırken; ertesi gün Rudi ile konserin son selamında; konser sonrası pastamı keserken; her şey bittikten sonra Ada ile iki tıntın, bir pımpım yaparken. Dediğim gibi, ben resim çekemedim, çekenler yolladıkça slayda ekleyeceğim.

Rüya gibi bir gündü benim için, en güzel doğumgünlerimden biri. Ve tabii hayallerin gerçekleştiği. O evde -Fethi'ye dedesinden miras anı dolu bir mekan- böyle konserler gerçekleştirmeyi kaç zamandır düşlüyordum. Aile arasında çalmıştım da, ama bu seferki başkaydı, kalabalıktı, ve mutlu, pozitif bir kalabalık. Gelen herkese teşekkürler.

Devam edeceğiz, belki yazın ayda bir kere? Belki başka enstürmanlarla? Bakalım... Düşle Yapıncak düşle.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

25 Mayıs 2008 Konser ve Doğumgünü


Günün güzelliğini hangi sözlerle anlatabilirim ki? Anlatamam... Resimlerle anlatmayı denesem, hatta bir-iki video ile? Çünkü kaydetmek gerek. Kesinlikle. Ama şimdi değil. Bundan sonraki postta.

Music Together 7. ve 8. Buluşmalar

24 Mayıs'taki müzikal buluşmalarımızda bizi Derin Eğitim ve Danışmanlık Merkezi misafir etti. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz.

Evet 8 kere toplanmışız bugüne bugün. Yeni yeni ailelerle tanıştık, daha önceden gelenlerle tekrar buluştuk. Harika bebekler, harika ablalar, abiler; çocuklarıyla çocuklaşan anneler-babalar. Zıp zıp zıpladık, hop hop hopladık. İngilizceler, Türkçeler, bir sürü şarkı söyledik; bidi bidiler bada badalar yaptık. Eğlendik, yorulduk, terledik. Müzik yaptık sevindik.

Ve...fotoğrafları bekliyoruz eklemek için. Ben çekemedim, haliyle. Gönderenler olursa fotoğraflar en kısa zamanda burda -umarım!

17 Mayıs 2008 Cumartesi

Woodsview Preschool ve Bir Ziyaret

Sabah Ada'yı babaya, babayı da Büyükada'ya yolladıktan sonra Ada'yla; Portage Eğitim Semineri'nde tanıştığım sevgili Yegan'ın aracılığıyla, Woodsview Anaokulu'nun sahibi Sharon Hanım'ın davetlisi olarak, dönemsonu aileler günlerinde "Music Together" buluşmaları gerçekleştirmek üzere Tarabya'ya uzandım. (Uzun bir cümle). Hava sıcak, ben giyinmişim kat kat, sıcak geliyor, ter basıyor, herkes yazlık, Ingilizler iyice bir yazlık. 'Bahar geldi'de kalmışım, yazı getirmek aklıma gelmemiş. Küresel ısınma yazı erken getirmiş.

Çocuklar bah
çede, koşa oynaya enerji satıyorlar, aileler ev yapımı böreklerde, keklerde. Benim işim içerde. Salon kontrolleri, müzik seti kontrolleri, enstürman kontrolleri. Hangi şarkı hangi şarkıdan sonra gelsin, hangisinden sonra nasıl geçiş yapayım, son kontolleri yapıyorum. Pek titizim.

Pek manasız.

Veliler sınıfa girmeye başlayınca anlıyorum. İki sınıf, iki ders yapalım demişim, 10'ar kişiden. İlk derse gelen gelene, aman noluyor yanlışlık var diyorum; aman iyi devamı dışarda diyorlar...

İki kalabalık ders yaptık ormanlara komşu güzel okulda. Her milletten, her renkten insanlar, cıvıl cıvıl bir ortam. Kalabalık şaşırtmış beni, tüm planlar suda. O kadar kalabalık ki, teybi kullandığım bölümlerde şarkıların sesini duyamıyoruz, oysa ki konuşan yok, enstürmanlar konuşuyor, ama onlarca ensturman...
Rekor kırdık evet, ikinci derste 18 çocuktuk galiba, velilerle 30'un üzeri! İlki biraz daha az. Biraz kırptım, biraz uzattım. Bir tanıtım daha böyle geçti. Fotoğraflar elime geçtiğinde burda. İngilizce programı ingilizce ugulamak güzel oldu, bir de kırk yıllık karga 'crow'a durmadan 'crowl' demeseydim...

Dönüşte bekarlıktan istifade, hazır karşı kıyılarda salınırken, Selçuk Teyze'ye uğradım. Babaannemin küçük kardeşi. Şimdi artık çok büyük. Sevimsiz bir hastalıkla ama besberrak bir hafızayla yaşıyor. Çok gezemiyor eskisi gibi, onu ziyaret etmek daha mantıklı ama biz de beceremiyorduk ki... İyi oldu, çok iyi oldu.
Babaannemi özletiyor Selçuk Teyze bugün, hem de çok. Gözlerim doluyor dönüşte yolda. Neden "babinnem" Ada'yı yakalayamadı ucundan diye. Ada onu yakalayamadı aslında, babaannem çünkü onca yıl onca çabayla ekstradan yaşadı, torunlarının evlendiğini, bebek sahibi olduğunu görebilmek için.

Çok güzel sohbet ettik Selçuk Teyze'yle. O sohbetin tadını aylar geçmiş başkasında hissetmemişim, ne iyi geldi.
Başka insanlar bunlar. Dinlerken dibine kadar dinlerler, laf kaçırmadan, gözünüzden göz kaçırmadan; anlatırken cömerttirler, dinleyene hakkını verirler. Sen çok yaşa Selçuk Teyze'm, bomba gibi gördüm sizi, inşallah adaya gideceğiz birlikte bu yaz.

8 Mayıs 2008 Perşembe

"Music Together" Ashram'daydı

Resimlerin tümüne burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bugün Music Together'ın dördüncü tanıtım buluşmasındaydık. Bu sefer misafir olduğumuz mekan Gurudwara Ashram'dı. Nazmi Gür
hocaya burdan çok teşekkür ediyoruz, sayesinde çok güzel bir gün geçirdik.

Farklı mekanlar, farklı enerjiler veriyor insana. Gurudwara Ashram bir yoga ve alternatif yaşam merkezi. Mekanın felsefesine yaraşır bir özelliği vardı, gerçekten çok huzurluydu! Dikkat dağıtıcı nesnelerden arınmış boş salon, dersin başından sonuna kadar gruptaki konsantrasyonu da yerinde tuttu . Benim de böylelikle sadece bir piyano ve büyük yuvarlak bir halıdan ibaret bir mekan yaratma düşüncem desteklenmiş oldu.

Bugünkü grubumuz da son derece katılımcı idi. Ailelerin ben daha ilk mısranın sözlerini bile tamamlamadan nasıl şarkılara anında katılabildiklerine resmen çok şaşırdım. Bu arada ben de artık yavaş yavaş şarkıların sözlerini arada emprovizeler yapmadan söylemeye başladım, müjdeler olsun! Hep dediğim gibi, bu dersler bana deneyim, katılımcılara tanıtım.

Selim, Mehmet, Sami ve Ada harikaydı. Can geç geldi ama onu da bize kaçırdık ders sonrası, biraz tadını çıkardık. Uluç'la annesi ise önce trafiğe takılıp, sonra sokaklarda dön dolaş kaybolmuşlar, önümüzdeki derse katılacaklar.

Ada için harika dedim ama tam da doğru değil, geri aldım. Çünkü Ada'cım hafif haşattı aslında. Uyku saatlerinin iş kurma heyecanına kapılmış annesi sayesinde allak bullaklaşmaya başladığı bir gerçek. Sonucunda tam da rüya saatinde "Hellooo to Aaa-da, so glad to see you" şen şarkısını duyduğu için kafasının karıştığı da. Yine de iyi idare etti miniğim baştan sona, Jale sağolsun.

Program tam Mehmet'e göreydi -tanıdığım için söylüyorum, ve bundan eminim!, ama Mehmet Yapıncak Teyze'sini hoplayıp zıplarken görme şaşkınlığından sıyrılıp kendini pek ortalara atamadı. Oturduğu yerden katıldı derse, şaşkın kocaman gözlerini açarak dinledi şarkıları. Selim pek güleryüzlü, uyumlu bir bebekti, özellikle enstürmanlara bayıldı. Sami ise duydum (!)...Dancing with Teddy'de şarkıya eşlik ediyordu, diğerindeyse ritm tutuyordu! Ada ise kah şakrak, kah mokurdu.

Dersler gittikçe güzelleşiyor, belki ben işin iyice içine giriyorum, belki katılanlar daha bir fikir sahibi ve rahatlamış geliyorlar. Bu tanıtım buluşmaları Mayıs ayı boyunca devam edecek. Bu haftasonu karşıda yapılması planlanan piknik hava muhalefeti nedeniyle ertelenmiş, yeni öğendim. O zaman da dedim ki, belki bu cumartesi bir buluşma daha bile yapabiliriz. Hmmm belki, bir düşünelim...

4 Mayıs 2008 Pazar

Müzikli Bir Gün

Dünkü yazının üstüne...bugün mokur mokurdu Ada. Diş meselesi gece gizlenip, sabah yaptı yapacağını anlaşılan. Tebriklere teşekkürler bu arada!

Bugün müzikal buluşmamız vardı. Hem de iki ders üstüste. Geçen hafta sevindiren bir ilgi olmuştu, bugün de işte bu şekilde biraraya geldik müziksever anne-babalar ve çocuklarıyla. Ve blog anneleriyle tanıştım, Pınar, Özgür, Didem, Aylin, Burcu!! Ne güzel oldu.


Birinci dersimiz çok kalabalıktı, ama belki de buna oranla zor olması gerekirken, katılımcı ve çekingen olmayan bir grup vardı. Dikkatler baştan sona yerindeydi. Çocuklarsa (Ahmet Can, Alara, Ali Murad, Bora, Ceren, Giray, Göktürk, Pablo Arda) bir harikaydı. Veliler parçaları ve aktiviteleri ucundan bucağından yakalamak için ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Programa gerçekten aktif olarak katıldılar, danslar ettiler, ritmler tuttular, şarkılara eşlik ettiler, ...

Zordu işleri. Çünkü tanımadık ortam, yeni tanıştıkları cır cır konuşan, hop hop hoplayan bir hoca. İlk kez duyulan, bir kısmı yabancı dilde şarkılar. Üstüne enstürmanlar, hareketler, "hadi kalkalım, hadi oturalım"lar...

Tanışma dersinin esprisi. Tüm bunlara rağmen, şaşırtıcı aktif katılım sevindiriciydi. İkinci dersimizdeyse sayıca daha azdık (Çocuklar Arhan, Duru, Eda, Mehmet, Aksel, Ada). Az kişi olunca hemen ortama uyum sağlayıp aktif olmanın daha zor olabileceğini gördüm. Yine de güzel vakit geçirdik ve velilerin program hakkında bir fikir sahibi olduklarını zannediyorum.

Açılış öncesi bu müzikal buluşmalar aileler için tanıtım, benim içinse deneyim aslında. Artılarımı, eksilerimi görme fırsatı. Teknik hazırlığın ne kadar önemli olduğunu fark ettim mesela (ör. müzik setinin CDdeki track'leri gostermeme sürprizi!) Ve eve gelir gelmez, bizim minik seti arabaya attım, artık nereye gidersem o da oraya, n'olur n'olmaz.

Tüm resimlere sayfanın sağ üst köşesindeki slide'ı tıklayarak ulaşabilirsiniz

Dersler resmi olarak başladığında her aileye derslerde söylenecek şarkıları içeren iki CD verilecek. Biri arabaya, biri eve. Şarkılar neşeli, dinledikçe kulaklar dolacak, dinledikçe müzikler hafızalara yazılacak. O zaman işte dersler farklı bir heyecanla beklenecek.


"Bir küçük tavşan, yes maam, hop hop hoplar, yes maam, sebzelerii yer, y..."

Yorulmuşum bugün. Dersten sonra da uzun süredir görüşemediğimiz "en dostlarım" geldiler. Bu şehirdeki görüşememe meselesi başlıbaşına bir konu. Tuluğ'la Sevil'in özel durumları da var gerçi.


Tuluğ Tırpan Türkiye'deki en başarılı müzisyenlerden biri, müziğin her telinde yetkin arkadaşım. Sevil'se başarılı antropolog eşi. Tuluğ'un turneleri, Sevil'in artık onu bunaltan yoğunluktaki akademik hayatı onları Ada'yla ancak buluşturabildi. İyi ki geldiniz. Artık evimizin yolunu biliyorsunuz, yine bekliyoruz!

29 Nisan 2008 Salı

Müzikal Buluşmamız Powerfull'da!

Müjde!

Bu pazarki müzikal buluşmamız Powerfull Fitness and Wellness Club'da olacak. Mekanla ve ekibiyle tanışma sebebim, hamileliğimin 4.ayında başladığım ve doğumuma kadar devam ettiğim "Hamileler için Pilates" programı idi (şu an normal pilatese devam ediyorum).

Powerfull, güzel manzaralı, temiz; güleryüzlü insanların sizi karşıladığı sıcak bir mekan, bir sürü farklı programın sunulduğu bir spor merkezi. Her ay konularında uzman kişilerin katıldığı bilgilendirici toplantıların düzenlendiği, haftasonları üyeler için eşli-çocuklu sosyal buluşmaların planlandığı, dostlukların kurulduğu, sporun yanında terapi ve dejarş olma merkezi yerini de tutan, enerjilerin birleştiği iyimser ortam...

Teşekkürler Powerfull! Müzikal buluşmalarımızı misafir ettiğin için. Ve tabii teşekkürler sevgili Jale, hamilelerin ve annelerin iyilik meleği.

Bu arada Jale ve tüm hamileler, yeni anneler bu sitede. Bu vesileyle Jale'nin yönettiği pilates programını da tüm bebek bekleyenlere öneriyorum. Biz çok faydalandık.

27 Nisan 2008 Pazar

İlk Müzikal Buluşmamız


Bugün buluştuk! Üç çocuk, üç baba, iki anne, bir hoca. 4 yaşındaki Beste, 19 aylık Derin ve Ada bu müzikal günün adandığı miniklerdi. Yerimi henüz netleştirmediğim ve bu müzikal buluşmalar için artık sabırsızlanmaya başladığım için burda yaptık ilk buluşmamızı. Evimizde.

Dört duvar ve bir halının rahatlığı yoktu tabii. Onun yerine bıcır bıcır bir salon ve çocuklu ev şekline henüz bürünmemiş bir ortamda, desenli halıların, gümüş zerzevat ve kırılacak bıcırtıların arasında toplandık. Oturacak yer diye halıların üzerine balkon minderlerini attık. Azdık, samimiydik; kabullendik.

Heyecanlıydım, e tabii açılış öncesi serideki ilk "resmi buluşma" buydu. Ama kendi adıma konuşayım, gerçekten çok eğlendim. Çok güzel vakit geçirdik. Gelenlerden duymak gerek aslında. Şarkılar söyledik, parmak oyunları-taklitler yaptık; ayağa kalkıp danslar edip, enstürmanları şıkırdattık.
Çoğunluk babalardaydı. Ve babalar bir harikaydı!

Gelecek hafta devam ediyoruz, internet anneleriyle, ve belki babalarıyla. Her şey yolunda giderse evde değil, daha uygun bir mekanda buluşabileceğiz. Katılmak isteyen yeni aileleri --anne-baba-dede-hala (vs) ve çocukları (o-6 yaş arasında tüm minikleri) bekliyorum! Bana yazın...

17 Nisan 2008 Perşembe

Müzikal Buluşmalara Davet

Bugün de, Adakız'la bol bol müzik yaptık. Şarkılar söyledik, danslar ettik. Marakası şıkırdattık, komik taklitler ve parmak oyunları yapıp kıkırdaştık.

Bir türlü şu konuyu anlatmaya girişemiyorum çünkü konu çook geniş. En kısaca anlatmaya çalışırsam, bir hayal kurdum, heyecanlandım. Eski mesleğimle -piyanistlik- yeni mesleğimi -annelik- birleştirme hayaliydi. Büyük bir ameliyat atlatmış, evlenmiş, harika bir bebek sahibi olmuştum; artık üniversite stresinde çalışmak istemiyordum.

Bir kaç hafta çok çok ince bol araştırmalar yaptım, geceler üstüste uyuyamadım, daha da heyecanlandım. Sonra bir baktım, bir dakika yanından ayrılamadığım kızımı bırakmış uçmaktayım, kıta kıta uzaklara.

İnandığım ve hayran kaldığım bir programın kayıtlı hocasıyım artık (Müjdeler olsun!). 0-5 yaş arası bebeklerin, çocukların ve onları en çok sevenlerin müzik rehberiyim (Ve çok mutluyum!).

Amerika'da şaşırtıcı derecede yaygınlaşmış bir program. İnsan neredeyse tüm çocukların bu derslere katıldığını düşünüyor. Öyle ki takibettiğim iki blogda, Pratik Anne'nin şu ve şu postu ile Mine'nin şu postunda, onların da minikleriyle programa katıldıklarını ve son derece mutlu olduklarını gördüm.

Aslında farkına varılması gereken şu: Her çocuk müzikaldir (çünkü doğamızda var). Yapılması gereken, bunu ortaya çıkartacak müzikal ortamı sağlamak. Çocuklar ebeveynlerini veya yakınlarını model alarak içlerindeki müziği ortaya çıkarabilirler ancak. Yürümeye, konuşmaya başlarken yaptıkları gibi. Doğalarındaki müziği çıkarmak için de yine ailelerinin modelliğine ihtiyaçları var.

Şu dünyada sürekli CD dinleyip, konserlere gidip, kusursuz ve profesyonel yorumculara kulağı alışmış, dolayısıyla müziği pasif şekilde tüketmeye razı olmuş aileler ise, işte bu tip müzikal buluşmalarla, mümkün olan en eğlenceli ve zorlamasız bir şekilde, olması gerektiği gibi müzikle buluşuyorlar, çocuklarını buluşturuyorlar.

Benim çok hoşuma gitti. Okurken incelerken de beğenmiştim. Ama orda izlediğim ilk derste resmen gözlerim yaşardı. Tamam dedim, budur. (Bir de uzun uzun kendi müzik geçmişimle kıyasladım, o da başka bir konu uzuuuun, başka bir sefere artık).

İşte bir kaç gündür biz de, Ada'yla Music Together şarkılarını söylüyoruz, ritmler tutuyor, danslar ediyoruz. Nasıl hoşuna gittiğini anlatamam.

Bu haftasonu bir kaç arkadaşım, eşleri ve bebekleri, çocuklarıyla ilk buluşmamızı yapıyoruz. Çok heyecanlanıyorum. İlk gerçek dersten önce amacım böyle müzikal buluşmalar düzenlemek (ücretsiz), onun için bu yazıları okuyan ve henüz tanışmadığımız aileler varsa, lütfen gelin bize katılın.

Bu konu daha bitmedi, kolay da bitmez herhalde içimdeki bu heyecanla. Ama şimdilik bu kadar. A, bir de bir seminer teklifi geldi. Günü, saati netleşsin, burdan anons edeceğim.