önemli günler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
önemli günler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2010 Cuma

Zor İş

Bugün erkenden uyandık. Ankara'dayız, kalabalık aile ortamı: Anneanne, dede, nene, büyük hala, büyük teyze. Ada ve ben. Video aleti annemin elinde, Ada dans ediyor, o çekiyor, çekerken de anlatıyor. Laf tabii günün anlam ve önemine geliyor. Biraz sevinçli, biraz hüzünlü olduğumuzu söylüyor annem. Neden üzüntülü, neden sevinçli, sorguluyoruz, biraz tartışıyoruz. Ülkenin durumu, vs.

Babamın dedesi de ilk meclisten. Babaannemden çok dinlemişliğim var Atatürk'ü. Birinci elden yani. Ama babaannem artık yok. Ada'nın onu göremediğine, onun o tatlı sohbetlerine şahit olamadığına bir kez daha üzülüyorum. Atatürk'ü en iyi o anlatırdı diyorum içimden.

Sonra da, 'Hadi' diyorum babama, 'Ada'ya Atatürk'ü anlatın, bugünün önemini, onun anlayacağı dilden' -kendi sorumluluklarımdan bile-isteye kaçarak. Araya laflar giriyor, sanki konu kaynıyor. Bir kez daha dürtüyorum babamı, 'Hadi baba, kaçmayın, en güzel siz anlatırsınız biliyorum'. Babam 'düşünüyorum' diyor, gerçekten düşünüyor. Kafa karışık kolay değil. Düşünceler uzuyor, Ada'ya anlatacağımıza, kendimiz konuşmaya başlıyoruz.

*
Ve... Düşünmeye devam ediyoruz.
Kolay değil 3 yaşındaki bir çocuğa böyle bir konuda söylemek istediklerinizi onun dilinden iletebilmek. Kolay değil bir lideri tanıtmak...

*
Pratik Anne'nin yazısını okudum şimdi. Siz de okuyun, verdiği link'leri de üşenmeyin açın, paylaşın.

5 Ekim 2010 Salı

TonTon, KiKi ve Ada -Bir Okul Hikayesi

Fotoğraf: Ceyda Eldem

Bütün yaz lafı döndürüp dolaştırıp öğretmenine ve okuldaki arkadaşlarına getirse de, 'sonbahar geldiğinde yine başlayacaksın' dediğimde, en kırmızısından reddediyordu okula gitmeyi. Ekim başı başlama planını kafamda oturtup, günler de yaklaşmaya başladığında; ümidimi kesercesine karşı çıkmaya başlamıştı bu fikre.

TonTon ve KiKi sağolsun. Ada'nın arkadaşları: Biri kalın sesli, hafif yaramaz baş parmağım; diğeri iyi kalpli, yumuşak sesli işaret parmağım. Birkaç gündür, okula gidiyorlar kendileri (!), bizimki de kah anneleri, kah arkadaşları. Birlikte senaryo yazıyoruz, birlikte oynuyoruz. KiKi ile TonTon, her çeşit ruh halini yaşadıktan sonra okula gidiyorlar ve çok mutlu oluyorlar, en büyük heyecanları ise Ada'nın da okula başlaması. Hikaye işte :)

Sonuç: Kiki, miki... Önden hayal etme yöntemi işe yaradı!

Adakızım en kocaman gülümsemesiyle okula gitti bu sabah. Yanağımdan öpüp el sallayarak evden ayrıldı, hatta sevinçten hoplayarak! Devamı ise babaannesinin dediğine göre aynı kolaylıkta olmuş. Sadece 'azıcık yüzü solmuş' içeri girerken. Offf, canım benim. Yine de babaannesine elini sallamış ve arkadaşlarının yanına gitmiş. 'Bay bay...'

Fotoğraf: Ceyda Eldem

Budur. Şu anın özeti.

Belki şu anda ismimi sayıklayarak ağlıyor oralarda, belki ikinci defa tepki çişini akıtmakta bacaklarından aşağıya, belki, soyunacağım diye tutturuyor yine birilerine. Bilmiyorum. Ama belki de mutlu halinden, belki çıkışta Yoort'ta yiyeceği donmuş yoğurdun hayalinde, belki gak guk konuşmaya çalışıyor bilmediği bir dili, bile isteye...

İkinci kez okullu oldun bebeğim. Kahramanımsın. Kendini bu kadar iyi tanıdığın için, bu kadar kafanı hazırlama gayretinde bulunduğun için, ne de olsa senin için yine de hala gizem taşıyan bir belirsizliğin içine bana güvenip de atladığın için, mantığın ve iyi niyetin için teşekkür ediyorum sana.

Umarım hazırlandığımız kadar güzel bir ortamın içindesindedir şu an.

4 Ekim 2010 Pazartesi

Emzirme Haftası

Gittim koştur koştur, dersten sonra, dersten önce; iki arada, bir derede; ama koşa koşa, sevine sevine. Çok güzeldi: Anneler, bebekler ve fotoğraflar...

Emzirme haftası. Böyle haftalar bana garip geliyor, Anneler Günü gibi. Garip değil mi gerçekten? Anneliğin günü, haftası mı olur? Ama bir 'vesile' işte, dikkat çekmek için, önemini vurgulamak için, unutturmamak için.

Ben emzirdim. Amacım çok çok emzirmekti, hem yararını bildiğimden, hem de inanılmaz mutlu olduğumdan, bebeğimle geçirdiğim en özel, en güzel an olduğundan. Ama bir gün, bir an, bir üzüntü ile ... Bitti. Gitti, şakır şakır gelen süt, damlaya döndü. Henüz üç ay bitmişti. Bir 'felaket'ti, gerçek anlamda vurguluyorum bu kelimeyi.

Çok üzüldüm. Çok.
Ve ben tam dokuz ay emzirdim bebeğimi.
O damlalarla...

Kimse kimseyi suçlamasın. Kimse kimsenin anneliğini emzirme süresiyle ölçmesin nolur. Ama o anın güzelliğini de umarım tüm anneler yaşasın. Tüm babalar, yakınlar, annelere destek olsun, onlara gereken huzuru devam ettirmek için gayret göstersinler, annelerin yanında olsunlar. Bebekler anne kokusuyla büyüsün, süt süt koksunlar. Anne sütü en değerli besin. Toplum da aynı anlayışla annelere bu rahatı sağlasın, anneler rahat rahat besleyebilsinler bebeciklerini, acıktıkları anda, bulundukları yerde...

*

Etkinliğe döneyim. Büyük bir organizasyondu (Etkinlikler 17'sine kadar devam edecekmiş). Lansinoh sponsorluğunda gerçekleşen bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkürler. Ben defileye yetiştim. Defilenin sonuna. Anne-bebek defilesi. Keşke doğru yerde bulunabilseydim -öyle kalabalıktı ki, keşke bu harika manzarayı daha uygun bir yerden rahatça izleyebilseydim. Ama heyecanı damarlarımda hissettim. 'Podyum'da görmesem de, defile bittikten sonra gördüm, o ışıltılı gözleri, o aydınlık yüzleri. Güzel anneler, tatlı bebekler...

Ama sonraaa fotoğrafları gördüm. Arkadaşlarımın çektiği fotoğrafları. Yine ağladım, yine gurur duydum. Harikasınız Ayça, Aslı ve Özlem. Ellerinize, gözlerinize sağlık. Devam, hep devam...

24 Kasım 2009 Salı

Bir Öğretmenler Günü Çeşitlemesi :)



Önce kutlama,




Sonra coşma,




Biraz şımarma,




Ve de cıvıma :)

*

Pek müzikal şekilde, kızımla birlikte, bu zor mesleği büyük özveri ve sevgiyle sahiplenen tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz!

24 Temmuz 2009 Cuma

İkiye İki Kala

Hamilelikte başladı dostluğumuz. Ana karnında başladı arkadaşlıkları. Pilates anneleri ve bebekleri grubumuz, anneler ve bebekler olarak iki yılı devirdi. Zaman çok çabuk akıyor. Artık şaşırma faslını geçtik. Çünkü artık durum algı ötesi bir durum. Akış işte. Hayat ya da... İnanılmaz bir hız!


19'u Borga'nın doğumgünüydü. Yaz-ortası-kızı Adakızım'ın doğumgünü yine arkadaşlarından uzak geçecek diye düşünürken, Borga'nın annesi Duygu'nun düşünceli ısrarı üzerine, Borga'nın doğumgününde Ada'ya da mum üflettik son dakika. Kendi seçimi uğur böceği pastasının eşliğinde!

Sonra daaa döküldük yollara...

10 Mayıs 2009 Pazar

Işıltı


İkinci Anneler Günü'm. Sabahın bir vakti kulağıma fısıldayan dünya tatlısı bir sesle uyandım bu sabah. Tek tek ve doğru doğru: "Annecim, Anneler Günün kutlu olsun".

Hayal mi, rüya mı, gerçek mi, ne bu...?
Başka türlü bir şey işte. İki yıldır bu minik kıza teslimim.
Şikayetçi değilim!!!

Hayat bizden renklerini, ışıltılarını esirgemesin. Uzun yıllar birlikte büyüyelim bebeğim. Seni çok seviyorum...

26 Temmuz 2008 Cumartesi

Ada Bir Yaşında!!


Bugün bizim en mutlu günümüz, bugün bizim doğumgünümüz.

Adakız 1 yaşında!!!


Kalpse kalp, doğumgünüyse, doğumgünü, ennnn şekerlisinden bir slide show, hadi bakalım... Kutlu olsun ilk yaşın minik kızım!