Salon Sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Salon Sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2009 Perşembe

Duyuru


Enstürmanlarımızı topladık, temizledik; yeni şarkılarımızı çalıştık, ezberledik; aktiviteler listelendi, favori şarkılar miniğim tarafından belirlendi.

Hazırız!

5 Kasım 2008 Çarşamba

Music Together Açılıyooooor

Güncelleme-2012: Türkiye'deki ilk Music Together 4 yıl önce Salon Sanat bünyesinde öğrencileri ile buluşmaya başlamıştır. Salon Sanat Music Together derslerini sadece Emirgan Do-um'da, Caddebostan İyi Cüceler'de ve Ankara Yoga'da sürdürmektedir. Sonbahar 2012 kayıtları için: www.salonsanat.com/register.aspx sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

.........
Uzuuuun bir yolculuğun sonuna geldik. Harika bir başlangıç için enerjimiz, müzik sevgimiz, mutluluğumuz bulutlarda uçuyor. Değil mi Adakızım? Yeter artık evde başbaşa hoplayıp, zıplamak. Arkadaşların geliyor bekle.

Hadi anneler, hadi çocuklar, birlikte müzik yapmaya!

Artık websitemizdeyiz:


www.salonsanat.com

Ücretsiz deneme derslerimiz 12 Kasım Çarşamba günü başlıyor. Websitesinde "Register" linkini tıklayarak, kaydınızı yaptırabilirsiniz.

Ve ayrıca...

Bu blogdaki okuyucularımıza, sevgili dostlarıma, beni bu yolculukta, emeklerimde destekleyen, moral veren, programla ilgili önerilerde, yorumlarda bulunan, cesaretlendiren herkese tek tek teşekkürlerimi gönderiyorum.

17 Mayıs 2008 Cumartesi

Woodsview Preschool ve Bir Ziyaret

Sabah Ada'yı babaya, babayı da Büyükada'ya yolladıktan sonra Ada'yla; Portage Eğitim Semineri'nde tanıştığım sevgili Yegan'ın aracılığıyla, Woodsview Anaokulu'nun sahibi Sharon Hanım'ın davetlisi olarak, dönemsonu aileler günlerinde "Music Together" buluşmaları gerçekleştirmek üzere Tarabya'ya uzandım. (Uzun bir cümle). Hava sıcak, ben giyinmişim kat kat, sıcak geliyor, ter basıyor, herkes yazlık, Ingilizler iyice bir yazlık. 'Bahar geldi'de kalmışım, yazı getirmek aklıma gelmemiş. Küresel ısınma yazı erken getirmiş.

Çocuklar bah
çede, koşa oynaya enerji satıyorlar, aileler ev yapımı böreklerde, keklerde. Benim işim içerde. Salon kontrolleri, müzik seti kontrolleri, enstürman kontrolleri. Hangi şarkı hangi şarkıdan sonra gelsin, hangisinden sonra nasıl geçiş yapayım, son kontolleri yapıyorum. Pek titizim.

Pek manasız.

Veliler sınıfa girmeye başlayınca anlıyorum. İki sınıf, iki ders yapalım demişim, 10'ar kişiden. İlk derse gelen gelene, aman noluyor yanlışlık var diyorum; aman iyi devamı dışarda diyorlar...

İki kalabalık ders yaptık ormanlara komşu güzel okulda. Her milletten, her renkten insanlar, cıvıl cıvıl bir ortam. Kalabalık şaşırtmış beni, tüm planlar suda. O kadar kalabalık ki, teybi kullandığım bölümlerde şarkıların sesini duyamıyoruz, oysa ki konuşan yok, enstürmanlar konuşuyor, ama onlarca ensturman...
Rekor kırdık evet, ikinci derste 18 çocuktuk galiba, velilerle 30'un üzeri! İlki biraz daha az. Biraz kırptım, biraz uzattım. Bir tanıtım daha böyle geçti. Fotoğraflar elime geçtiğinde burda. İngilizce programı ingilizce ugulamak güzel oldu, bir de kırk yıllık karga 'crow'a durmadan 'crowl' demeseydim...

Dönüşte bekarlıktan istifade, hazır karşı kıyılarda salınırken, Selçuk Teyze'ye uğradım. Babaannemin küçük kardeşi. Şimdi artık çok büyük. Sevimsiz bir hastalıkla ama besberrak bir hafızayla yaşıyor. Çok gezemiyor eskisi gibi, onu ziyaret etmek daha mantıklı ama biz de beceremiyorduk ki... İyi oldu, çok iyi oldu.
Babaannemi özletiyor Selçuk Teyze bugün, hem de çok. Gözlerim doluyor dönüşte yolda. Neden "babinnem" Ada'yı yakalayamadı ucundan diye. Ada onu yakalayamadı aslında, babaannem çünkü onca yıl onca çabayla ekstradan yaşadı, torunlarının evlendiğini, bebek sahibi olduğunu görebilmek için.

Çok güzel sohbet ettik Selçuk Teyze'yle. O sohbetin tadını aylar geçmiş başkasında hissetmemişim, ne iyi geldi.
Başka insanlar bunlar. Dinlerken dibine kadar dinlerler, laf kaçırmadan, gözünüzden göz kaçırmadan; anlatırken cömerttirler, dinleyene hakkını verirler. Sen çok yaşa Selçuk Teyze'm, bomba gibi gördüm sizi, inşallah adaya gideceğiz birlikte bu yaz.