Büyükada Salon Resitalleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Büyükada Salon Resitalleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Temmuz 2011 Çarşamba

14 Eylül 2009 Pazartesi

Büyükada'da Müzik, Dergide Büyükada

Travel&Leisure Dergisi Eylül 2009 sayısını okudunuz mu?


* Dergideki güzel yazının yazarı Zeynep Erekli, fotoğrafı ise Erbil Balta çekti. Büyükada Salon Resitalleri'mizi derginin Büyükada Dosyası kapsamında değerlendirmeyi düşündükleri için bir de burdan kendilerine teşekkür ediyorum.

25 Haziran 2009 Perşembe

Adada Ada

Adalarda, notalarda; konserlerde, alkışlardaydık. (Beni geçin, Ada için de büyük heyecandı -bir önceki post'ta görüldüğü üzere!)

Sonraaa... Dutlarda, haydutlarda (ki haydutlar, bizim gündüzleri miskin, geceleri canavar kesilen, her biri birbirinden farklı karakterli dört köpeğimiz olurlar); denizlerde
, taşlardaydık.

Sonraaa... Dut sonrası ishallerde, ishal sonrası ateşlerde, ateş sonrası uykusuz gecelerdeydik.


Sonraaa... Babaannelerle, ikizlerle, dedeyle, anneanneyleydik.


Sonraaa... İki yaşa bir ay kala krizlerde, 'anne-anne yapış'larda; ama yanısıra şen-şakrak, bol sözcük sohbetlerdeydik.


Sonraaa... Sosyal böcektik. E anne piyano başında 'melodik yoğunluk'ta olunca, üç konserde 200'ün üzerinde izleyiciyi kim ağırladı dersiniz?!


*

Kısacası keyifteydik; aktif, dinamik, heyecanlıydık. Kıpır kıpırdık; bazense mokur mokur. Arada ukalalık yapıp doğanın gürültüsüne kızdık (yuh! biliyorum ama öyle işte, uyuyamadım kaç gün). Arada sıcaktan bunalıp, Ada'nın iki kat daha bunalttığı enerjisine şaştık.

Adadaki yaz konserlerimizi bitirdik, dolaptaki yemeklerimizi de. Şimdi biraz gel-git var önümüzde, kah -dersler sağolsun- ada-şehir arası; kah şahirlerarası; belki de gerçek tatil birkaç yoğunluk arası...

24 Haziran 2009 Çarşamba

Nerelerde miyiz?



Ne havalardayiz, belki biraz fikir verir. Verdi mi?

:)

28 Mayıs 2009 Perşembe

Büyükada Salon Resitalleri

Dört gün önce -doğumgünümden bir gün önce!- Büyükada Salon Resitalleri 'nin ikinci yılının ilk konserini verdik.


Çellist arkadaşım Jülide Canca Eke ile mekana uygun, klasik müzik tarihinin en güzel melodilerinden oluşan bir program seçmiştik. Pazar sabahı bizi korkutan serin havanın sonrasında; kuş sesleri eşliğinde, tenimizi hafif hafif okşayan ılık rüzgarla birlikte çaldık. Çok da keyif aldık.


Gelen, gelebilen herkese teşekkürler! Arzu ettiğimiz tüm dostlarımızı davet edemedik. Ama mekan ancak 60-70 kişi alabildiği için, ilk konserimizde önceliği Büyükada'lı büyüklerimize verelim dedik.


Güzel haber, konserlerimiz devam edecek. Sırada bir solo resital, iki de şan resitali var. İlerde de bir dört el konserimiz olacak.

**
Sevmeye başlıyorum adayı. En çok da Ada sevdiği için. Sonra güzel piyanoma kavuştuğum ve geceyarılarına kadar -hatta neredeyse sabaha kadar- kaygısızca çalışabildiğim için. Biraz doğa kokladığım, biraz toprak koktuğum, hatta denizini sevme ihtimalim olduğu için...

Alışacağım, alışıyorum.

17 Haziran 2008 Salı

Gazetedeyiz

Sabahın erkeeen saatinde Rudi'den bir mesaj: Gazetedeyiz, Radikal al.

İpek Çalışlar Latife Hanım'ı yazarken, Fethi ile de biraraya gelmiş, birlikte eski belgeleri yoklamışlardı. Pazar günü eşi Oral Bey'le beraber konserimizdeydiler. Bana sorarsanız Oral Bey özel ilgisiyle kopyayı vermişti zaten. Bugün yeni gazetesi Radikal'deki köşe yazısında, konserimizden ve bizden bahsetmiş. Bolca da Ada'nın büyükdedesinden, mekanın tarihçesinden ve atmosferinden. Ada da var yazıda!

Kızıma hatıra...

16 Haziran 2008 Pazartesi

Büyükada'da Bir Konser daha

O kadar mutlu oluyorum ki anlatamam.

Adadaydık. İkincisini gerçekleştirdiğimiz salon konserimizi yapmak üzere. Heyecanlıydım, ilki çok güzel geçmişti. Eski arkadaşlarımla buluşmuş, yeni akrabalarla tanışmış, adalı dostlar edinmiş, minik bebeklerle şenlenmiştik. Kuş cıvıltıları arasında ilk ada konserimizi vermiştik. Kontrtenor dostum Rudi ile.


Tekrar ettik. Hem geçen seferki Flugtag fecaatinden dolayı iskeleye erişemeyip gelemeyen dostlarımızın ricası üzerine; hem de yine çalmak, yine paylaşmak, Babalar Günü'nde babalara müzikli bir gün hediye etmek için. Ne güzel oldu. Blog dostlarım Esra ve Pınar da geldi, aileleri, minikleriyle beraber. Ve daha kimler kimler... Herkese öncelikle büyük teşekkürler bizden. Müzik dört duvar arasından çıkıp paylaşılınca güzel.

Rudi'yle birlikte müzik yapmak büyük zevk. Birbirimize iyice alıştık, müzikal anlayışımız benzer ve beraber hissediyoruz. Umarım izleyenlere de yansımıştır bu. Fotoğraflar Erk'in çektiği fotoğraflar. Teşekkürler Erk. Yeni fotoğraflar gelirse slayta ekleyeceğim.

Kızım sadece biraz sarsılıyor bu mekan değişikliğinden. Ama konser günleri hep uslu ve memnun. En çok da birlikte olduğu arkadaşlarla mutlu oluyor. Biz içerde çalıp söylerken, minikler Ada, Melis, Duru, Duru, Defne, Alara ve 3 aylık Mert dışarda "sosyalleştiler". Hatta arada içeri girip dinleyen minikler bile olmuş diye duydum. Erken yaşta tanıştılar konser ortamıyla...

İyi ki geldiniz.

10 Haziran 2008 Salı

Rengarenk Hayat

Geçen yıl bugün. 7 aylık hamileyim. Ada henüz içeride. Dayanamayıp, 1.5 ay sonra "geliyorum" diye yumruklamaya başlayacak karnımı. Bebeğimin ilk pastasını kesiyoruz. Sıkı dostum Funda'nın Amerika'dan döner dönmez ayağının tozuyla hazırladığı sürpriz parti. Bizim "Bebeğe Hoşgeldin Partisi" dediğimiz, ama hemen her yerde alışılmış "Baby Shower" partisi denen parti.

Aslında bana göre anneye moral partisi olan, bana çok iyi gelen parti. Akrabalar, arkadaşlar, sadece kızlar değil, kadınlar-erkekler, herkesin bizimle olduğu; çok gülüp, çok eğlendiğimiz güzel gün. Yazdı, adadaydık, piyanoda da sana özel bir program çalmıştı
annen, hamileyken hep çaldıklarını: Mozart "Ah! vous dirai-je maman" (Daha Dün Annemiz Çeşitlemeleri), Chopin Berceuse (Ninni) ve Brahms ninniler...

Ah Adakızım, bana o kadar güzel bir hamilelik yaşatmıştın ki sen, hayatımın belki de en sağlıklı ve en güzel hissettiğim günleriydi. Şimdi de melek gibisin evet. Ama beni yormaya da başladın artık, değil mi bebeğim, n'apacağız? Dişler çıkıyor pıtır pıtır, aklın fikrin, elin kolun her yerde.

Hayatı keşfetmeye çalışıyorsun. Keşfet hayatı, dibine kadar yaşa. Tüm renklerini gör, tanı, en çok da parlak renkleri bebeğim. İlk partindeki balonlar gibi cıvıl cıvıl bir hayat olsun önünde...

29 Mayıs 2008 Perşembe

25 Mayıs 2008 - devam

Hikaye şöyle başlıyor: Benim evlenip geldiğim şehirde oda müziği çalışmalarım için fıldır fıldır müzisyen aradığım dönem, kimseyi tanımıyorum Istanbul'da. O da deliler gibi kendine bir piyanist arıyor. "Dualarım gerçek oldu" diyor.

Rudi Romeri ile, ben 7.5 aylık hamileyken tanışıyoruz. Haftada bir buluşalım müzik yapalım diyorum. Ada bir ay sonra gelecek, olsun. Üniversiteyi, konserleri bırakıp Istanbul'a gelmişim ya, müziği çok özlemişim ya, bebek engel olmaz diyorum.

Buluşuyoruz, bol sohbetli, bol müzikli cumalar var artık. Ada müzikle büyüyor. Genelde koltuğunda Rudi'nin şarkılara kendi şarkılarıyla eşlik ediyor. İlle de piyano başına oturmak isteyip mızmıza başladığında Rudi kucağına alıyor, öyle söylüyor.

Çoğunlukla yaylılarla çalışmışım. Kontrtenor repertuarı çok tanıdık değil. Çalıyorum, tanıyorum, çok seviyorum. Rudi de iyi söylüyor. Bir bakıyoruz, bir sürü eser çıkarmışız. O arada 29 Ekim'de Cumhuriyet Balosu'na davet ediliyoruz, kısa bir resital için. Herkes çok memnun, biz de bu memnuniyetten daha memnun kalarak tamam diyoruz, devam.


Gün bu günü buluyor, mayıs sonu bizim evde bir mini resital yapalım derken, bir bakıyoruz bizim düşündüğümüz hafta benim doğumgünüme denk geliyor.

Devamı resimlerde... Öncesi, gece bülbül sesleri eşliğinde çalışırken; ertesi gün Rudi ile konserin son selamında; konser sonrası pastamı keserken; her şey bittikten sonra Ada ile iki tıntın, bir pımpım yaparken. Dediğim gibi, ben resim çekemedim, çekenler yolladıkça slayda ekleyeceğim.

Rüya gibi bir gündü benim için, en güzel doğumgünlerimden biri. Ve tabii hayallerin gerçekleştiği. O evde -Fethi'ye dedesinden miras anı dolu bir mekan- böyle konserler gerçekleştirmeyi kaç zamandır düşlüyordum. Aile arasında çalmıştım da, ama bu seferki başkaydı, kalabalıktı, ve mutlu, pozitif bir kalabalık. Gelen herkese teşekkürler.

Devam edeceğiz, belki yazın ayda bir kere? Belki başka enstürmanlarla? Bakalım... Düşle Yapıncak düşle.

26 Mayıs 2008 Pazartesi

25 Mayıs 2008 Konser ve Doğumgünü


Günün güzelliğini hangi sözlerle anlatabilirim ki? Anlatamam... Resimlerle anlatmayı denesem, hatta bir-iki video ile? Çünkü kaydetmek gerek. Kesinlikle. Ama şimdi değil. Bundan sonraki postta.