22 Nisan 2008 Salı

Dedem ve Emerson

Dedemi ben 2 yaşındayken kaybetmişiz. Bir gün, bir anda, pat diye gitmiş. Oysa ki beni çok severmiş, mektupları var iki yaşındaki Yapıncak'a yazdığı. Belki bir gün burda bir kısmını paylaşırım.

Dedem 35 yaşında Romanya'dan Türkiye'ye gelmiş. Avukatmış, çok okur, çok anlatırmış. Annem arada dedemin şu sözünü anlatır bize ara ara: "Okuyun, adam olun beholan! Bir şeyin en iyisi olun, isterse şarkıcı olun ama en iyisi olun" dermiş. O zaman şarkıcı olmak çok makbul olmasa da, en iyisi olma fikri onun önem verdiğiymiş, en iyisinin her zaman makbul olduğunu bilirmiş.

Dün bu şiiri okudum bir dergide, dedemi hatırladım. Orjinalini bulmak için şu sayfaya gittim, henüz bulamadım ama okuyorum, çok güzel şiirler var.

En İyisi Sen Ol

Dağ tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol. Ama,
Dere kenarındaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir avuç ot ol.
Bir yola neşe ver.
Bir nilüfer olamazsan bir saz ol. Ama,
Gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya da mecburuz.
Burada hepimiz için birer iş var.
Cadde olamazsan, sokak ol.
Kazanmak ya da kaybetmek ölçü değildir
Her ne isen onun en iyisi sen ol...
Ralph Waldo Emerson

Hiç yorum yok: