11 Mart 2008 Salı

Ba-Bö

Çok eğlendik dün Ada'yla. Evdeydik, çok güzel vakit geçirdik. Adakız masrafsız bebek. Sohbet etmek, şarkılar, danslar, yuvarlanmalar onu oyuncaklardan daha çok eğlendiriyor (Yoksa annesine mi öyle geliyor?). Dün de işte oyuncaksız eğlendik.

Özeti: Eller ve kahkahalar. Dakikalarca oynadık ve kahkahaladık. Bir ara ilgisini çekmek için iki hareket yapayım dedim, bir baktım kahkahalar başladı. Ben de arsız, devam etsin diye, bir çaba, bir doğaçlama, bir maymunluk... Evde ikimiz olduğumuz için kaydetmek mümkün olmadı. Keşke olsaydı. Kelimelerle anlatmak o kadar kolay değil çünkü.

Uyku vakti henüz gelmeden mahsunlaşmış, koltuğunda oturuyordu. Hadi kuş olsam şarkısını söyleyeyim dedim. Müthiş bestem. İki başparmağı kenetleyip, diğer parmakları açıp uçuyorsunuz. (Havalara, havalara uçuyorsunuz, sonra da geliyor, geliyor, kuçi kuçi kuçi yapıyorsunuz gıdıya) Kız bu sefer her zamankinden mesut ve kıkırdak, açmış koca gözleri kuş ellerimi izliyor. E devam tabii...


Aman Allah'ım o ellerle neler yapılırmış, ne oyunlar. Böcek, tavşan, kuş oldum, Karagöz Hacivat misali komik kuklalar oldum, gözlük oldum, arı oldum, daha çoook şey oldum. Hiç olmayan şeylerden. Ve ne şarkılar, ne sesler, ne ıslıklar. Çok güldü, çok eğlendim. Yorulmadık devam ettik. İşin garibi bir andan sonra, o bana şakalar yapmaya başladı. Gerçekten.

Oyuncakların faydası kesin, yani bilinçle tasarlanmış olanların. Ama hiç bir oyuncak Ada'ya bu kahkahaları attıramazdı, göbekten göbekten.

Bir de önemli gelişme: "Baba" diyecek galiba! (Son hali: "bba-bbö").

Adakız "dede" lafını, hem de dedeye bakarak, Ocak ayı başında söylemişti. Hemen sonrasında da adını tabii: A-da, a-da, a-da. Sonra bekle, bekle, tık yok. Ama o "brrrbbb"ların bir sebebi olmalıymış. "B" harfini çalışırmış bizim minik kız. "Hadi görev başına" dedim kendime, yardımcı ol kızına. Başladık "baba" çalışmaya, aman ne zormuş. Hala dudaklarım ağrıyor.

Bugün Meltem'lere gideceğiz, Melisa'nın doğumgünü. Dışarı çıkıyoruz yani, ve arkadaşlara. Yaşşassıııın!

Hiç yorum yok: